Sosyoloji Bilimi Neden Ortaya Çıktı?
Sosyoloji, 19. yüzyılda hızla değişen toplumsal yapıları anlamak amacıyla ortaya çıkmıştır. Sanayi Devrimi, şehirleşme, siyasi devrimler ve toplumsal değişimler, geleneksel toplumsal yapıları derinden etkiledi. Bu dönemde toplumsal ilişkilerin, normların ve kurumların incelenmesine ihtiyaç doğdu.
- Sanayi Devrimi: Sanayileşme ile birlikte büyük kitleler şehirlerde yaşamaya başladı. Bu süreçte işçi sınıfı, zenginlik dağılımı ve sosyal eşitsizlikler gibi yeni toplumsal sorunlar ortaya çıktı.
- Fransız Devrimi: Fransız Devrimi, toplumsal yapının radikal bir şekilde değişmesine neden oldu. Demokrasi, eşitlik ve insan hakları gibi kavramlar, toplumların nasıl örgütlenmesi gerektiği konusunda yeni sorulara yol açtı.
- Şehirleşme: Hızlı şehirleşme, toplumların daha karmaşık hale gelmesine neden oldu. Geleneksel kırsal yaşamın yerini modern şehir hayatı aldı, bu da toplumsal yapıların değişimine yol açtı.
- Bilimsel Yaklaşım: 19. yüzyıl aynı zamanda bilimsel düşüncenin yükseldiği bir dönemdi. İnsan davranışlarını ve toplumu bilimsel yöntemlerle inceleme ihtiyacı, sosyoloji biliminin gelişimini hızlandırdı.
Bu nedenlerle sosyoloji, toplumsal yapıları, değişimleri, sosyal grupları ve insan davranışlarını incelemek amacıyla bir disiplin olarak doğdu. Toplumların işleyişi hakkında bilimsel ve sistematik bilgi sağlama ihtiyacı, sosyolojinin gelişimini sağladı.
Sosyoloji Bilimini İlk Kimler Kullandı?
Sosyoloji, insan araştırmaan düşünce akımları ve bilim dalıdır. Sosyal ağları anlamak, toplumun yaygınlaşması ve insan eğitiminin işleyişini daha iyi anlamak için kullanılır. Sosyoloji biliminin kurucusu olarak kabul edilen Johann Bachofen, daha önce insan topluluklarıyla ilgili bilgileri toplayan sosyologlardan çok daha fazlasını yaptı.
Hans Joachim Von Zieten (1690 – 1773)
Hans Joachim von Zieten, Alman bir general olan Wilhelm Von Zieten’in oğludur. Mobilya tasarımından gastronomiye, müzayedelerden sosyal bilgilere kadar çok sayıda alana kapsamlı bilgilere sahiptir. Arkadaşı ve meslektaşı olan Johann Bachofen Sosyoloji dalının yöneticisi olarak kabul edilirken, Von Zieten de ilk sosyolog olarak kabul edilmiştir.
Adam Ferguson (1723 – 1816)
Adam Ferguson, İskoçya doğumlu bir filozoftur. Kraliyet Akademisi’nde hizmetini sürdürdü. İlk bilim halk kuramını ortaya koyan ve yollarının garip meydan okumalarından bazılarını kullanarak topluluğunu araştıran bir uzmandır. “Moral ve Teknolojinin Tarihçesi” adlı teorîsinde, toplumun insan gelişimi ve evrimi hakkında önceki türlerden güçlü ortaya çıkan durumlarda.
Charles-Auguste Comte (1798 – 1857)
Charles-Auguste Comte, Fransız bir filozoftur. “Pozitif Bilim” adıyla doktrininin çok etkili olduğunu iddia etmiştir. Bu doktrinin kapsamı, bilim pozitifleri, ilişkileri ve evrimi inceler. Bunun yanında sıra, insanların bağımsız gelişimi ve insanların geride kaldığı sakinlerdeki gidişler hakkında ortaya çıktı.
Pionerlerin Sonuçları
Bu öncülerden sonra bir dizi yetiştirme alanında uzman görev yapmıştır:
-
- William Graham Sumner: Sosyal güvenlik programlarının etik paradoksları hakkında yaptıkları katkıları yadsımayız.
-
- Herbert Spencer: Türk kökenli insanlar arasında rekabet ve sınıf farklılıkları hakkında yayın yapmaktadır.
-
- Ralf Dahrendorf: Sınıf deposu arşivi keşfetti.
-
- Max Weber: İslam toplumlarını kültürleri ve sosyal düzenleri arasındaki ilişki hakkında çalışmakla ünlüdür.
-
- Harriet Martineau: Laboratuvar ve çalışma hayatı analizi yapmıştır.
Sosyolojinin kurucuları, toplum ve kültür bilgilerini geniş alanda paylaşmış ve yeni kuramlar ortaya çıkarmışlardır. Sosyologlar, bu işaretçi öncülerin katkılarından yararlanarak, farklı bakış açılarında insanları ve toplumu ince bir sanat örnekleri oluşturmaya çalışıyorlar. “Sosyal bilimler, insan psikolojik ve davranışsal yapısının ve toplumun çalışmasının incelenmesi ile ilgili olarak geliştirilmiş ve uygulanmış bilimsel bir alandır. Sosyoloji bilimine ait nitel yaklaşımların günümüzde çoklukla kullanımına rağmen, çalışmanın tarihinde kökleri eski çağlara dayanmaktadır.
Birçok düşünür ve yazardan önce, 5. yüzyılda Hippodamus öncü sosyoloji fikirlerini geliştirmiştir. İlk olarak şehircilik kuramını ortaya koymuştur. Hippodamus, Platon tarafından ortaya konulan “Şehir Devleti” kavramının üzerinde çalışmış ve toplumsal kuralları temel alan sosyal kurumların şehirleri nasıl düzenleyeceğine dair gerçekçi ölçütler geliştirmiştir.
Teknolojinin üst seviyede kuşatıcılığından sonra, sosyolojinin ileri düzeylerde gelişmesiyle yakından ilişkili olan Avrupa ve Amerika’da, özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda yaşanan dönemle birlikte meydana geldi. Bu yüzyıllarda başka ülkelerdeki ekonomik ve politik özellikleri ve bunların etkilerini araştırmak amacıyla bilimsel ve ahlaken daha kapsamlı yaklaşımlar geliştirildi.
Öncelikle, 19. yüzyılda Sosyal Darwinizm teorisi geliştirmiş olan İngiliz sosyolog Herbert Spencer’ın adını veren bu tür çalışmaların etkisi, sosyolojinin disiplinli bir bilim dalı olarak gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Aynı dönemde, Prusya emekçi sınıfı, hakları ve şartları için savaşırken, siyaset profesörü Ferdinand Tönnies kavramları kullanarak, toplumların evrimi, örgütlenmesi, uyumlu kümelenmesi ve kurumsal gelişmelerini araştırdı.
Sonuç itibariyle, 20. yüzyılda ise, Max Weber’in Çağdaş Sosyal İdoller kitabı, sosyal değişmeyi ve küresel geçerliliği göz önünde tutan sosyal bilimlerle ilgili yeni çalışmaların başlangıcı olarak bakılabilir. Max Weber’in önermiş olduğu yaklaşımlar, günümüzde hâlâ sosyolojinin temel araştırmalarının özünü oluşturmaktadır.
Yapılan araştırmalar, sosyoloji bilimine ilk olarak Hippodamus’un şehircilik kuramını ortaya koyduğu ortaya koymaktadır. 19. yüzyılda ise, İngiliz sosyolog Herbert Spencer’ın hakkında çalışmalarının, ayrıca Prusya’da yaşanan ekonomik ve politik krizlerin etkisiyle disiplin alanının gelişmesine katkıda bulunduğu gözlemektedir. 20. yüzyılda ise, Max Weber’in çağdaş sosyal ikonlarının çalışmasıyla bu alandaki çalışmalar gelişmeye devam etmiş ve günümüzde yakıcı bir biçimde heyecanla gelişmekte olan bir bilim olarak görülmektedir. “