Tarihteki En Büyük Yalanlar: Hristiyanlığın Doğuşu ve Hz. İsa'nın Gerçek Hayatı
Hıristiyanlığın doğuşu ve Hz. İsa'nın gerçek yaşamının gölgelenmesi görüşmeleri, tarihin derinliklerinde sık sık uyandırılarak yeniden elden geçirilen açıklamalara aittir. Bu tartışmaların çoğu, bazı yalanların daha iyi kabullenilmesi ya da kabul defteri yöneticisi düşünmesi ile birlikte gelir.
Hıristiyanlık Doğuşu Üzerine Yalan
Hıristiyanlık, üçüncü yüzyıla kadar Mekke'de bir kabile olarak adlandırılıyordu. Bazı arkeologlar ve tarihçiler, Hıristiyan kilisesinin tarih boyunca çeşitli kalplerini değiştireceğine inanıyor. Bazen Hz. İsa'nın sürekli karşılaşmalarında bir kahraman olarak tasvir edildi. Bazen de İsa, putlar arasında yer alan Roma veya Mısır kökenli tanrıların bir modeli olarak sunulmuştur.
Hz. İsa'nın Gerçek Hayatı Üzerine Yalan
Hz. İsa'nın doğumu mevcut en büyük yalan, Hz. İsa'nın gerçek yaşamının asla bilinmediğini iddia etmesidir. Bazı tarihçiler, İsa'nın Efes'te bir zanaatkâr olarak çalıştığı ya da Yeruşalim'de bir isyancı olarak yaşadığını iddia ediyor. Diğerleri ise, İsa'nın İsrail kökenli Sümer kilisesinin uzunlukları üzerine konuşmalar yapıyorlar iddia ediyor.
En Büyük Yalanlar
Tarihteki en büyük yalanların listesi, Hıristiyanlığın doğuşu ve Hz. İsa'nın gerçek hayatı ile ilgili açıklamaları çok geniştir. Bunlar arasında şunlar vardır:
- Hristiyanlığın kökeni çeşitli teoriler
- Someet Hesaplarının Kabulü
- Hıristiyanlığın Doğu kültüründe nasıl benimsenerek kökleştiği
- Hz. İsa'nın anakronist olması
- İsa'nın hayat hikayesinin değiştirilmesi
- İsa'nın yaşamının gereği olarak hiperbolik metinler
Hıristiyan inancının kökleriyle ilgili olarak yaratılan bu yanlış anlayışın, gerçeğin ne kadar küçük olduğunu göstermektedir. Hıristiyanlık aileleri aslında büyük bir yalan ile oluşturulmuş olduğu bilinesi, ancak tarihsel Hıristiyanlar her bireyi tarafından derin bir anlayışla kavranması gereği belirtilmelidir. Tarih boyunca fikirler, teoriler ve yalanlar genellikle belirli toplumların özelliğine göre değişir. Bazen gerçekliklerin, diğer zamanlarda ise düşüncelerin yanılgılarının üzerine inşa edilir. Bu yazı, Hıristiyanlık için en büyük yalan olan Hıristiyanlığın doğuşu ve Hz. İsa’nın gerçek hayatı hakkında bir inceleme yapacaktır.
Birçoklarına göre, Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu veya İsa Mesih karakterini takip eden ve Roma İmparatorluğu tarafından kabul edilen bir İsa dininin doğuşuyla başladı. Böyle bir şey aslında gerçeklere tamamen karşı çıkmaktadır. İsa öncelikle dört evangile aslında herhangi bir Roma İmparatorluğu kabulünden habersizdi. Bununla birlikte, Batı’da ve Hıristiyan toplumlarının üyesi olanlar tarafından öyküselleştirildi. Roma İmparatorluğu’nun ele alınışı, tarihin o zamanki tüm evreninin tamamen yanlış olduğu anlamına gelmektedir.
Fakat Hz. İsa’nın gerçek hayatıyla ilgili bazı yanlış bilgiler de bulunmaktadır. Mesih karakteri çoğunlukla Batı terimleri ve gözlemleriyle oluşturulmuştur. Bu terimler özellikle Roma İmparatorluğu tarafından kabul edilmiş olduğundan, İsa’nın aslında ne hissettiği ve yaşadığının içeriğini değiştirmiş olabilir. Bu bilgilerin dışında, okuryazar olmayan İsa’nın yetenekleri hakkındaki yanlışlar da vardır. Birçok özelliği, insanlara ya da yaşadığı anda yaşanan gerçekliğe dair bilgileri; ama aslında yapılan yanlış varsayımlar ve yorumlar.
Bununla birlikte, bugün Hıristiyanlık hayatımızı şekillendiren canlı yaklaşımların çoğu aşırıya kaçıyor. Özellikle Roma İmparatorluğu ile ilgili yapılan yanlış anlaşılanlar, Hz. İsa’nın asıl hayatının ne olabileceğini tamamen yok ediyor. O zamanlar mevcut olan toplumsal, Siyasi ve Dini özelliklerin ne olduğunu bilmemize rağmen, İsa’nın kimliğini sınırlıyoruz.
Sonuç olarak, Hıristiyanlık için en büyük yalan olan Hıristiyanlığın doğuşu ve Hz. İsa’nın gerçek hayatı ile ilgili olarak, üzerinde çok tartışılacak çok fazla bilgi ve daha fazlası mevcut. Bu bilgiler kökleri ne olursa olsun, herkesin inancına saygıyla yaklaşılırsa gerçeğin nasıl hala belirsiz olmasına rağmen, ortaya tek bir yol ortaya çıkar.