Kıbrıs Barış Harekatı: Nedenleri, Gelişimi ve Sonuçları
Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs’a düzenlediği askeri müdahaledir. Bu harekat, Kıbrıs’taki Türk halkının güvenliğini sağlamak ve adada barışı tesis etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkileri derinden etkileyen önemli bir dönüm noktası olarak tarihe geçmiştir. Harekat, Türkiye’nin garantörlük hakkı çerçevesinde gerçekleştirilmiş olup, Kıbrıs Türk halkının varlığını güvence altına almak adına büyük bir önem taşır.
1. Kıbrıs Sorununun Tarihi Arka Planı
- Kıbrıs sorununun kökenleri, adadaki Türk ve Rum toplulukları arasındaki gerilimlere dayanmaktadır. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkler ve Rumlar arasında ortak yönetimi öngörüyordu. Ancak kısa süre sonra bu yönetim yapısı bozuldu ve Rumların liderliğinde Türk halkına yönelik saldırılar başladı.
- Özellikle 1963-1964 yılları arasında Rumların başlattığı saldırılar ve Kıbrıs Türklerine yönelik katliamlar, adadaki gerilimi tırmandırdı. Bu olaylar sonucunda, Kıbrıslı Türkler çeşitli yerleşim yerlerinden çekilmek zorunda kaldı ve güvenliklerini sağlamak için enklavlarda yaşamaya başladı.
2. 1974 Yunan Darbesi ve Türkiye’nin Müdahalesi
- 15 Temmuz 1974 tarihinde, Kıbrıs’taki Yunan cunta yanlısı unsurlar, Makarios yönetimini devirerek adada Yunanistan’a bağlanmayı hedefleyen bir darbe gerçekleştirdi. Bu darbe, Türkiye’yi harekete geçmeye zorladı.
- Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması‘na dayanarak garantörlük hakkını kullanarak askeri müdahale kararı aldı. Türkiye’nin amacı, Kıbrıs’taki Türk halkını korumak ve adada barış ve düzeni yeniden sağlamak oldu. Bu kapsamda 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı başlatıldı.
3. Kıbrıs Barış Harekatı’nın Seyri
- Türkiye’nin gerçekleştirdiği harekat, iki aşamalı olarak yapıldı. İlk aşama, 20 Temmuz’da başladı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Girne‘ye çıkmasıyla sonuçlandı. Girne’nin ele geçirilmesi, Türk ordusunun adada stratejik bir avantaj sağlamasına olanak tanıdı.
- İkinci aşama ise 14 Ağustos 1974 tarihinde başladı ve Magosa, Lefkoşa gibi önemli şehirlerin ele geçirilmesiyle harekat tamamlandı. Harekat sonucunda, Kıbrıs adasının yaklaşık %37’si Türk kontrolüne geçti ve Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. 1983 yılında bu devlet, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olarak ilan edildi.
4. Kıbrıs Barış Harekatı’nın Sonuçları
- Adada Bölünme: Harekat sonrasında Kıbrıs adası ikiye bölünmüş oldu. Kuzeyde Türkler, güneyde ise Rumlar yaşamaya başladı. Bu bölünme, hala çözülmemiş bir sorun olarak günümüzde varlığını sürdürmektedir.
- Türkiye ve Yunanistan Arasında Gerilim: Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye ile Yunanistan arasında ciddi bir diplomatik krize neden oldu. Yunanistan, Türkiye’nin bu müdahalesini kınarken, Türkiye harekatın uluslararası hukuka uygun olduğunu savundu.
- Uluslararası Yaptırımlar: Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında, Türkiye’ye karşı bazı uluslararası yaptırımlar uygulandı. ABD, Türkiye’ye yönelik askeri ambargo uyguladı. Ancak bu ambargo 1978 yılında kaldırıldı.
- Kıbrıs Sorununun Çözümü: Kıbrıs sorunu, o tarihten bu yana Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası örgütler tarafından çözülmeye çalışılmaktadır. Ancak bugüne kadar kalıcı bir çözüm bulunamamıştır. 2004 yılında yapılan Annan Planı, Rumlar tarafından reddedilmiştir ve Kıbrıs sorunu hala çözülmeyi beklemektedir.
5. Kıbrıs Barış Harekatı’nın Önemi
- Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye açısından tarihsel bir dönüm noktasıdır. Türkiye’nin bu harekatı, Kıbrıs’taki Türk halkının varlığını koruma açısından kritik bir rol oynamıştır. Aynı zamanda, Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki garantörlük hakkını kullanması, uluslararası alanda önemli bir siyasi hamle olarak görülmüştür.
- KKTC’nin kuruluşu, Kıbrıslı Türklerin ulusal kimliğini ve egemenlik haklarını koruma adına önemli bir adımdır. Türkiye, bugüne kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni desteklemekte ve uluslararası platformlarda Kıbrıs Türklerinin haklarını savunmaktadır.
Sonuç
Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı için hayati bir öneme sahiptir. Bu harekat, Kıbrıs Türklerinin güvenliğini sağlamış ve adada kalıcı bir barışın temelini atmıştır. Ancak Kıbrıs sorunu, bugüne kadar çözülememiş bir mesele olarak varlığını sürdürmektedir. Barış Harekatı, Türkiye’nin tarihindeki en önemli askeri müdahalelerden biri olarak kabul edilmektedir.
Kıbrıs Barış Harekatı: Türkiye’nin Milli Güvenliği İçin Atılan Adım ve Uluslararası Tepkiler
Kıbrıs Adasında her iki bölgede da ibadeti kaçırmak ve güveni sağlamak amacıyla 6 Temmuz 2020’de askeri harekât Akıncı süreci, Türkiye’de milli emniyet teşkilatına bağlı olarak yürütülen bir çabaydı. Yapılan bu harekat sırasında, Türk Hava Kuvvetleri Kıbrıs Adasının havadan kontrol edilmesi.
Türkiye’nin Kıbrıs Harekatı Amaçları
Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekatı amacı, Türkiye’nin güvenlik duruşu ve hedefinde tehdit olacak her türlü faaliyeti önlemek için gerekli önlemleri almaktı. Türkiye, kendi topraklarının sınırlarını koruma ve savunma amacıyla devreye girdi. Ayrıca, Kıbrıs Adası’nın aritmetik ve demokratik ortamını korumak, Uluslararası Af Örgütü’nün (UNFICYP) Kıbrıs müzakerelerine desteğini sağlamak ve Güney Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (GKTC)sanayi ve ekonomik olarak kalkındırmak da diğer önemli amaçlar arasındaydı.
Uluslararası Tepkiler
Kıbrıs Barış Harekatı’nı incelemek sonuçları için, harekatı kullananler veya yanlış bulanlar arasındaki uluslararası tepkiyi incelemek gerekir.
Harekatı Destekleyenler
-
- Rusya Federasyonu, Türkiye’nin adadaki hareketini karşılamıştır.
-
- Libya, Türkiye’nin adadaki askeri harekatını desteklemiştir.
-
- Suriye, Türkiye’nin Kıbrıs harekatını teşvik etmiştir.
Yardım Bildiren Uluslar
-
- Avustralya, GKTC’ye askeri silahlarının gözetlenmesini engellemek için ortaya atılan bu tavrı desteklemiştir.
-
- Çin, Türkiye’nin Kıbrıs harekatının Nihai amacını iyi niyetle karşılamıştır.
-
- İsrail, Türkiye’nin harekatını barışçıl bir çözüm için Teşvik etmek amacıyla desteklemiştir.
rakipler
-
- ABD, Kıbrıs harekatını kınadı.
-
- AB, Türkiye’nin harekatını adalete aykırı olarak yansıttı.
-
- İngiltere, Türkiye’nin Kıbrıs harekatını eleştirmiştir.
Kıbrıs barış harekulları günümüzde Türkiye’nin milli güvenliği için atılan doğru adımdır. Ekonomik, sosyal ve politik alanlarda, güvenlik, özgürlük ve insanın korunması ile sağlanacak anlaşmalara dayalı bir çözüme varılmasının önemine de değiniyor. Kıbrıs Harekatı iletilen okullarda saymak, adaletli olarak verilen tepkileri de içeren ve hareket arkasında doğru amaçlı bir tavla işaret ediyor. Kıbrıs Barış Harekatı, 1974’te 1974 TRNC kuruluşuna kadar geriye giden bir tarihin en önemli harekatı olarak Türkiye’de hafızalardan silinmeyecek bir yer edinmiştir. Uluslararası toplum tarafından genellikle reddedilmesine rağmen, bu önemli adım Türkiye’nin milli güvenliği için atılmış ve hala korunmaya devam ediyor. Harekatın, özellikle ABD ve AB tarafından nasıl karşılandığı ve neden reddedildiği irdelenecek.
Türkiye’nin harekatını yürütmek üzere gönderdiği askeri güç ABD’yi ve AB ülkelerini rahatsız etti. Zira bunlar, Türkiye’nin harekatının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Adalet Bakanlığı’nın yetki alanına girmesini ve kısmi olarak Ege Denizi’nin etrafındaki havada ve denizde güvenliğin sağlanmasını sağlamasını reddettiler. Bununla birlikte, ABD ve AB tarafından desteklenen başka bazı uluslararası konvansiyonlar, Türkiye’nin bu girişimini ters karşıladı ve Kıbrıs sorunun “iç mesele” olarak değerlendirildiği yolunda taviz verilmedi.
Ayrıca, harekatın, Birleşmiş Milletler ve Kıbrıs ayırt edici Barış Harekatı (UNFICYP) tarafından değerlendirilmesi, bu yasalara ilişkin müdahaleci bir nitelik taşıdığı konusunda itirazı güçlendirdi. Diğer taraftan, Kıbrıs Rum tarafı tepkilerini ABD ve AB liderlerinden ve UN’dan destek alarak dile getirdi.
Harekatin Türkiye’nin milli güvenliği için çok önemli olan temel bir adım olduğu unutulmamalıdır. Uluslararası toplumun karşı koymasına rağmen, bu harekat Türkiye’ye, Avrupa ve Asya kıtaları arasındaki tarihi akıl alışverişi ve bölgesel güvenliğin sağlanmasında liderlik pozisyonu açısından büyük olanaklar altında havaya kaldı.
Sonuç olarak, Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye’nin evrensel hukuku ve uluslararası tüzükleri kayıtsız şartsız kabul ederek, ülkenin dinamik stabilitesi için önemli siyasi ve askeri kazanımlar elde etti. Bu harekat, Türkiye için milli güvenliği ve uluslararası güvenliğe büyük katkılar sağlamış olsa da, uluslararası toplum tarafından tartışılan ve tepki gören uygulamaların arasında yer alıyor. Günümüzde, Türkiye, bu hareketi eski sağlam altyapısını sürdürmek ve korumak için kullanıyor.