İslam Altın Çağı’nda Bilim ve Teknoloji: Kahire’deki Bilim Merkezleri ve İcatlar
İslam Altın Çağı’nda, bilim ve teknoloji ilerlemişti. Yüzyılımızın 5.-13. yüzyıllar arasında, İslam kültürünün başlangıcıyla, gelişmiş bir bilim merkezi olan Kahire’de kurulan üniversite sistemiyle bu teknolojinin çok önemli hale geldiği anlaşılmaktadır. İslam bilim adamlarının bu merkezlerde gerçekleştirdikleri merak edilen buluşlar, pek çok çağdaş buluşmaların temelini oluşturmuştur.
Kahire’deki Bilim Merkezleri
Kahire’deki, altın çağın girişinin bu yana, bilimsel kapsamı önemli bir merkez olarak kabul edilmiştir. İslam bilim adamları, Kahire Üniversitesi’nin kuruculuğuyla, matematik, astronomi, farmakoloji ve tıp gibi alanlarda, çok sayıda buluşmayı gerçekleştirmeyi başardılar. Ayrıca, Kahire’deki iki tane daha bilim merkezi öne çıkmıştır: Al-Ezher ve Beyt al-Hikma.
Kahire’den İcatlar
Kahire’deki merkezler, bilim insanlarının çok sayıda icat, girişim ve yenilik çalışmalarına olanak tanımıştır. Aşağıdaki örnek bazılardan, İslam Altın Çağ bilimı adamlarının icatlarının ne kadar önem taşıdığını görmek mümkündür:
-
- Kahire Üniversitesi tarafından, Nyuton tarafından kullanılan evrensel çekim kanunları hakkında açıklamalarda bulundu.
-
- El-Ezher tarafından, Allah tarafından emanet edilen İslami maharetlerin özellikle matematik, astronomi sistemlerinin yeni tekniklere kavuşturulması sağlanmaktadır.
-
- Beytü’l-Hikme tarafından, Orta Çağlarda matematiğin en önemli konuları olan fonksiyon çözümleri çözüldü.
İslam Altın Çağı felsefesi, matematik, astronomi, tıp ve diğer dünya bilimleri birçok doğum ve icat ortaya çıkardı. Bu icatlar, Orta Çağ Avrupası’nda ve diğer coğrafyalarda gelişmiştir ve 20. yüzyıla kadar devam etmiştir.
Kahire, Müslümanlar tarafından feth edildiği 8. yüzyılda İslam dünyasının başkenti olarak dünya tarihinde büyük bir yer edindi. Aynı zamanda bu zamana kadar bilim ve teknoloji açısından oldukça önemli etkileri olmuştur. İslamın altın çağında, bu büyük medeniyet kendissine özgü bir bilim ve teknolojik gelişme tarihi oluşturarak dünyanın bir çok kültüründen örnek alarak uygarlık düzeyini arttırmıştır.
Kahire, İslam dünyasında bilimsel ve teknolojik öncülük etmeyi başaran bir merkezdi. 10. yüzyılda İslam bilimde başat konuma kavuşmuştu. 8. yüzyılda kurulan Al-Azhar Üniversitesi, dünyanın büyük akademik kurumları arasında önemli bir yere sahipti. Bilim adamları ve öğrenciler buradaydı ve uluslararası bilimsel değişimin önemli bir yerine sahipti. Aynı zamanda şehirde birçok bilim merkezi oluşturuldu. En önde gelenleri arasında, Nil Nehrine yakın kurulan ve astronomi ile ilgili bilimsel araştırmalar ve Keops Piramidi üzerine bir dizi kalibrasyon için kullanılan Al-Qahirah Zoraki merkezi vardı.
İslam bilim adamlarının İslam Altın Çağında çıkardıkları yüzlerce icad, Kureyş Sürgünü’nden başlayarak tüm dünyaya etki etmiştir. Bu icatlar arasında optik aletler, Hafıza Kulesi (kitap şeklinde bir kütüphane), optik kameralar, karo, muska, mikroskoplar, astrolojik ve matematiksel aletler, astronomik dürbünler ve tırmanma çarkları bulunuyor.
Kahire, İslam Altın Çağı’nda küresel bilim gelişiminde önemli bir merkez haline geldi. Önemli teknolojik ve bilimsel icatların başlangıç noktası olan şehirdeki bilim merkezleri, başat taraf olma eğilimindeydiler ve İslam ülkelerinin yükselişinde önemli bir rol oynadı. İslam Altın Çağı’ndaki gelişme, tüm dünyanın insanları üzerinde büyük etkileri olmuştur ve önemli bilimsel aletler ve icatlarının çoğu henüz bugün kullanılıyor.